.
Zekat, belirli bir miktar mala malik olan mümin kulların senede bir defaya mahsus olarak 1/40 oranında vermesi yoluyla gerçekleşen ve sadece belirli bir zenginliğe sahip olan Müslümanlara farz olan mali bir ibadettir.
Zekat mali bir ibadet olmakla birlikte kendisinde sayısız rahmet, bereket ve hikmetler bulunduran bir ibadettir, zenginin malında fakirin hakkı olduğunu bildiren ve zengin ve fakir arasındaki dengeyi koruyarak birlik ve beraberliği artıran zekat ibadeti malı bereketlendiren ve artmasına vesile olan bir ibadettir.
Zekat yüce dinimiz tarafından sadece zenginlere emredilen ve maddi imkana dayalı olanbir ibadettir. Nisap miktarı mala sahip olan bir Müslümanın zekat vermesi farzdır. Nisap miktarı kadar malı elinde olup (80.1gr altın) ayrıca bir sene zaman geçen Müslümanın zekatını vermesi farzdır.
Zekatın kimlere verileceği hususunda yüce kitabımızda Tevbe Sûresi 60. Ayette şöyle buyrulur; “Bunlar; fakirler (yoksullar), düşkünler, esaretten kurtulacaklar (âzat edilecek köleler) borçlu düşenler, Allah yolunda cihada koyulanlar (mukaddesatı korumak için mücadele verenler, ilim tahsil edenler), yolda kalmış olanlar ve zekât toplamakla görevlendirilen memurlardır. İşte Allah’ın kesin buyruğu budur. Allah bilen ve hikmetle yönetendir.
Zekat anne, baba, dede, nine çocuk ve torunlara verilemez bununla birlikte karı koca da bir birlerine bakmakla yükümlü oldukları için bir birlerine zekat veremezler, camii, okul ve yurt inşaası ve giderleri için yapılan yardımlar zekat olarak sayılamaz. Zekat gayrimüslim ve nisap miktarı paraya sahip olana da verilemez.
İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.
Bakara / 277. Ayet
.